Karabük’te mütevazı bir firma iken Ağartan Enerji zaman içerisinde ürettiği ürünler ile elektrik sektörüne geçiş yapıyor. İstanbul’da uluslararası bir toplantının güvenlik riski sebebiyle gövdesi açık olan aydınlatma ve elektrik direklerinin sigorta kapaklarının kapatılması işini almasıyla vizyonu ve üretimi değişerek bugün ki konumuna geliyor. Firma Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özağartan geçmişten günümüze aydınlatma direklerinin özelliklerini anlattı. Özellikle kalite ve yapabileceklerimizin sözünü yerine getirerek bugünlere geldik dedi.
Ağartan Enerji hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ağartan Enerji 1972 yılında babam Sabri ÖZAĞARTAN tarafından Karabük’te bakır termosifon üretmek üzere kuruldu. Batı Karadeniz bölgesinde ilk bakır banyo kazanını kuran firmadır. 2005 yılında ise TEDAŞ’larda kullanılan sigorta kapağı imalatını yapmaya başladık. Patentli olan bu ürünümüzü 75 ildeki aydınlatma direklerine uyguladık. Yine patenti bize ait olan enerji güvenlik kukası ürünümüzü üretmekteyiz. Dünyaca ünlü bir Japon firmasının LOCK BOLT patentli ürünü olan yüzde yüz gevşemeyen cıvatanın Türkiye patentini satın aldık. LOCK BOLT kişiye özel bir ürün olduğu için üretimlerimize bu şekilde devam ediyoruz.
Ağartan Enerji bugün önemli elektrik direği üreten bir firma olarak biliniyor. Direk üretimine nasıl başladınız?
TEDAŞ’lara vermiş olduğumuz sigorta kapaklarını yaparken direkleri de sanki biz imal ediyormuşuz gibi bir imaj oluştu. Aslında biz tamamen güvenlik üzerine çalışıyorduk. Bu imaj bizi direk üretmeye sevk etti. Piyasadaki gibi seri aydınlatma direği üretmek yerine, terzi usulü özel butik proje işleri gerçekleştirdik. Tabir edersek konfeksiyonculuğu değil de terziciliği tercih ettik. Bu süre içinde çok önemli projelerin aydınlatma direklerinin imalatını başarı ile gerçekleştirdik.
Geçtiğimiz yıllarda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün aydınlatma direklerinin montaj ve imalatını başarılı bir şekilde teslim ettik. Bu proje için yaptığımız direkler özel olarak tasarlandı. Normal aydınlatma direkleri tepesinden çok sallanmaktadır. Biz bu direklerde kullandığımız özel malzeme sayesinde dipten sallanmayı önleyip direklerin gücünü ve sağlamlığını koruduk.
İstanbul’da yapılan aydınlatma direklerinin yüzde ellisine yakını aşırı nemden dolayı küflüdür. Bu direklerin yıpranmasını hızlandırmaktadır. Biz 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ndeki direklere su birikintileri oluşmaması için sifon sistemi uyguladık. Köprü çelik bir yapıya sahip olmasından dolayı suyun gövdeye inmesi zarar verebilmektedir. Sifon sayesinde oluşacak zararlar önlenmiştir.
Mevcut aydınlatma direklerinde ne gibi sıkıntılar var?
Özellikle direklerin konik şeklini alıp incelerek gitmesi gerekiyor. Yol direklerin çoğunun konsollarının kırık olduğunu görebilirsiniz. Bunun en önemli sebebi ise taşıyıcılarının zayıf olmasından kaynaklanmaktadır. Bu da canlılara zarar vermektedir. Mevcut direklerde konsollar sonradan montaj edilmektedir. Buda gevşemelere sebep olmaktadır. Armatürlerin salladığını, kapaklarının açıldığını ve çoğunun da yanmadığını görebilirsiniz. Özellikle Haliç Köprüsü’ndeki direklerde bu sorun göze çarpmaktadır. 2009 yılında yaptığımız 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde şu anda böyle bir sorun çıkmamıştır.
Rezonanslı yerlerde gevşemeyen cıvata kullanılması gerekir. Direk dibinde kullanılacak cıvataların çok iyi seçilmesi gerekmektedir. Firma olarak LOCK BOLT ile anlaşmamızın bir sebebi de işimizin bir parçasında kullanılıyor olmasıdır. Bu ileride direkte denge kaybına neden olarak armatürlerin ömrünün kısa sürmesine sebep olacaktır.
Otoyol aydınlatma direkleri ile sokak aydınlatma direkleri arasındaki farklar nedir? Nelere dikkat edilmelidir?
Otoyol direkleri sürücü güvenliği için özellikle büyük önem arz etmektedir. Işık akışı sürücüleri rahatsız etmeyecek şekilde tasarlanması gerekir. Zebra etkisi yapmamasına da dikkat edilmelidir. Zebra etkisi özellikle sürücüye büyük zarar vermektedir. Sürücü güvenliği direklerin ışığı akışı çok iyi sağlamasından geçiyor. Bu sebeple 14 metre boyutunda direklerin kullanılması gerekiyor.
Sokaklarda ise 4 ve 6 metre direklerin kullanılması daha uygun olacaktır. Sokaklarımızın dar olmasından dolayı ürünü ona göre seçmek gerekiyor. Ürünlerde sıcak daldırma galvaniz kullanılması şarttır. Son zamanlarda boyalı direkler çok kullanılmaktadır. Bu da direklerin kalitesini etkilemektedir. Boyalı direklerin kalitesinin mutlaka incelenmesi gerekmektedir. Eskiden otoyollarımızda beton direkler kullanılmaktaydı. Kaza anında esneme payı olmadığından sürücülerin hayatını bir bakıma riske atıyordu. Dünya zamanla metal direk kullanımına geçti. Fakat üçüncü dünya ülkelerinde kalitesiz boyalı direklerin kullanımı arttı. Boya, nem ile birlikte direklerde küflenmeye sebep olmaktadır ve direk güvenliğini azaltmaktadır.
LED dönüşümü hakkında düşünceleriniz nedir?
Türkiye’ye LED ürünleri girdiğinde bu konuda denetimler çok fazla yapılmadı. Birden LED çöplüğü haline geldik. LED, sodyum buharlı armatürlerden daha ağır ve daha fazla ışık sağlamaktadır. LED’li ürünler rüzgâr şiddeti ile birlikte konsollara ağırlık vereceği için direklerin esnemesi ile arızaya sebep olacaktır. Ama bizde denetim olmadığı için direklerdeki kalite azalacaktır. Almanya’da fuara gittiğimde kaldığım evin sokağında 2.Dünya Savaşı’ndan kalma bir aydınlatma direği ilgimi çekti. Ürün hala faal olarak çalışıyor. Zaman içerisinde tamamen kullanılamaz hale geldiğinde direk değiştirilmektedir. Oysa bizde bu tip direkler 10 yıl içinde 4-5 defa değiştirilmektedir. Burada yine kalite ve denetim öne çıkıyor. Biz Almanya kadar zengin bir ülke değiliz. Oysa yabancılar bir projede kullanacakları malzemeleri uzun denemeler ve testlerden sonra uygulamaya alıyor. Frankfurt fuar alanındaki yollarda LED’li aydınlatma ürünleri yeni yeni kullanılmaktadır.
Bir işi yapmak önemli değildir. Direklerde yaşlanma vardır. Siz bu testi yapmazsanız bu direkler ekstra maliyet oluşturacaktır. Bu sebeple mutlaka ülkemize giren LED’li ürünleri test etmemiz gerekiyor. İthal edilen ürünlerin mutlaka denetlenmesi lazımdır. Fiyata dayalı değil de kaliteye dayalı bir anlayışın oturması için devletin de bazı standartlar koyması gerekir.
Devletin ve ya kamu hizmeti veren firmaların çok çeşitli ürünler kullanmak yerine standardı belli birkaç ürünle ilerlemesi gerekiyor. Özellikle dekoratif ürünler sokak aydınlatmalarında kullanılmaya başlandı. Bunların kalite açısından iyi incelenmesi gerekmektedir. Bir standardı olmamasından dolayı ışık kirliğine ve enerji sarfiyatına sebep olmaktadır.
Ürünlerin zamanı gelmeden değiştirildiğini sıkça görüyoruz. Bu da maliyetleri artırmaktadır. Zamanı dolan bir ürünü işlevsel özelliği kalmadığı zaman değiştirmek gerekir. Hollanda gibi ülkede direkler kalitesine ve bölgenin şartlarına göre yapılmaktadır. Karadeniz bölgesine farklı, Akdeniz bölgesine farklı direk ve aydınlatma sağlanması şarttır. Bugün Beşiktaş ile Kuzguncuk’taki sokak aydınlatmaları aynı olmamalıdır. Örneğin Kuzguncuk 1870’li yılların kültürünü yaşattığı için siz kalkıp LED’li modern bir aydınlatma yapamazsınız.
Aydınlatma sektörü nereye gidiyor?
Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Öncelikle kendimizi bir yere konumlandırmak zorundayız. Ülke olarak kalitesiz ürünlerin deneme yeri haline gelmememiz lazımdır. Avrupa ve ya başka bir ülkede kalitesi tescillenmiş ürünler kullanılması gerekmektedir. Her çeşit ürünün bu ülkeye girişinin engellenmesi gerektiğini düşünüyorum. LED ile birlikte bu değişim devam edecektir. Bireysel aydınlatma, akıllı aydınlatma ve dijitalleşme şehirlere hızlı bir şekilde yayılacaktır. Teknolojik alt yapıyı henüz oluşturamadık. Aydınlatma için ihtiyaç olan teknik ürün bağımlılığının azaltılması şarttır. Mutlaka aydınlatma konusunda toplumun bilgilendirilmesi gerekir.
Firma olarak hedefleriniz nedir?
İşini iyi yapmak ve gelecek nesillere hizmetini aktarmak. Bir ismi olsun istiyoruz. Patentli ürünlerimiz ile ilkleri gerçekleştiren ve kaliteyi ön planda tutarak yaptığı işleri hak etmesini bilen bir isim.